17 Mayıs Obezite Günü Dolayısıyla Diyetisyenimiz Öznur Polat Bilgilendirmede Bulundu
17 Mayıs Obezite Günü Dolayısıyla Diyetisyenimiz Öznur Polat Bilgilendirmede Bulundu
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından, sağlığı bozacak düzeyde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. Günümüzde obezite, küresel bir halk sağlığı sorunu hâline gelmiş olup hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla artış göstermektedir.
Obezitenin tanısında en sık kullanılan yöntemlerden biri Beden Kütle İndeksi’dir (BKİ). Buna göre:
• BKİ 25 kg/m²’nin üzeri fazla kilolu,
• BKİ 30 kg/m²’nin üzeri ise obez olarak kabul edilir.
Obezitenin başlıca nedenleri arasında yüksek enerjili besinlerin aşırı ve dengesiz tüketimi ile fiziksel aktivite düzeyinin yetersizliği yer almaktadır.
Obezitenin pek çok kronik hastalıkla ilişkisi bilinmekte olup aynı zamanda yaşam kalitesinde düşüşe ve psikososyal sorunlara yol açabilmektedir.
Obezitenin önlenmesi, tedavisinden çok daha etkili ve sürdürülebilirdir. Koruyucu önlemlere çocukluk çağında başlanması büyük önem taşımaktadır. Çocuk ve adolesan döneminde kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle, erken yaşta sağlıklı ve dengeli beslenme ile düzenli fiziksel aktivite alışkanlıklarının kazandırılması öncelikli hedef olmalıdır.
Obezite tedavisinin temel amacı; bireyin genel sağlık durumunu gözeterek, sürdürülebilir bir vücut ağırlığı kaybı sağlamak, yaşam kalitesini artırmak ve obeziteye bağlı komplikasyonları azaltmaktır.
Obezitenin tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi anahtar rol oynamaktadır. Diyet, bireyin yaşı, cinsiyeti, fiziksel aktivite düzeyi, sağlık durumu ve kültürel özelliklerine göre kişiye özel hazırlanmalıdır. Uygulanacak zayıflama programı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleriyle uyumlu olmalı; kısa sürede aşırı kilo kaybı vaat eden, tek yönlü veya bilimsel temele dayanmayan diyetlerden kaçınılmalıdır. Beslenmetedavisini destekleyici fiziksel aktivite ve davranış değişikliği uygulamaları birlikte yürütülmelidir.