3 - 9 Kasım '' Organ Bağışı Haftası ''
Tüm dünyanın ve ülkemizin en önemli sağlık sorunlarından biri de, tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklardır. Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı tüm dünyada ve ülkemizde her geçen gün artmaktadır. Kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamadığı takdirde yaşamlarını kısa bir süre içinde kaybetmektedir. Bugün yaklaşık 25.000 kronik böbrek yetmezliği hastası, kadavradan nakil olabilmek için Ulusal Organ Nakli Koordinasyon Sistemi Bekleme Listesi'nde beklemektedir.
Tıbbın hızla geliştiği içinde bulunduğumuz yüzyılda pek çok hastalık tanımlanmış ve yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Organ nakli bu tedavi yöntemlerinden biridir. Görev yapamayacak kadar hasta ve hatta vücuda zarar veren organın sağlamı ile değiştirilmesi işlemine organ nakli denmektedir. İleri düzeyde kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda sağlıklı bir yaşam ancak organ nakli ile mümkün olmaktadır. Bu hastalıklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık sorunlarının başında yer almaktadır.
Organları bağışlanmış kadavradan doku ve organ nakli sürecinde anestezi, nöroloji, beyin cerrahi ve kalp hastalıkları uzmanlarından oluşan bir ekip “beyin ölümü” kararını verir ve kişiye tıbben yapılacak tüm müdahaleler yapılmadan organ bağışı konusu gündeme gelemez. Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır. Beyin ölümü gerçekleşen kişide solunum ve dolaşım ancak yoğun bakım koşullarında destek makinelerine bağlanarak sürdürebilmektedirler. Solunum ve kalp atımları yapay olarak sürdürülebilirken, beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülmez. Bu nedenle kişi, beyni öldüğü zaman tıbben ölü sayılır. Beyin ölümü tanısı almış kişilerin hayata dönmesi mümkün değildir. Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra bu kişiler kadavra donör olarak adlandırılır. Bu donörlerden en kısa süre içinde (organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce) organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gerekir. Organların alımı için beyin ölümü gerçekleşmiş kişinin birinci derece yakınlarının yazılı onayı gereklidir ve beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından 72 saat içerisinde organlar alınmalıdır.
Ayrıca beyin ölümü kararını verecek ekiple organ naklini yapacak ekip farklı doktorlardan oluşmaktadır. Yasaya göre 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının bir bölümünü veya tamamını bağışlayabilir. Kişiler istedikleri zaman bağıştan vazgeçebilirler.
Ülkemizde nakil yapılan organlar böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsaktır. Nakil yapılan dokular ise; kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği, deridir. Bağışlanan organları alacak hastalar öncelikle kan grubu ve doku uyumuna yaş, boy, kilo gibi kriterlere ve tıbbi aciliyet durumuna göre belirlenir. Bu işlemler yapılırken cins, ırk, din, cinsiyet ayrımı yapılmaz.
Organ bağışının dini yönden sakıncası olmadığı Diyanet İşleri Başkanlığınca daha önce kamuoyuna açıklanmıştır.
Organ Bağışı İşlemleri;
*Sağlık Müdürlüklerinde
*Hastanelerde
*Emniyet Müdürlüklerinde (Ehliyet alımı sırasında)
*Organ Nakli Yapılan Merkezlerde
*Organ nakli ile ilgilenen vakıf, dernek vs kuruluşlarda yapılabilir,
Organ bağışında bulunabilmek için, organ bağışı kartının iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir. Organ bağışı yapanların, bu durumdan ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır. Organ bağışında bulunan kişilerin organ bağışı kartının daima yanında taşıması organ bağışı işleminin karışıklık ve gecikme olmaksızın yerine getirilmesini sağlayacaktır. Kişi organ bağışından vazgeçtiği anda organ bağış kartını taşımaktan vazgeçmeli ve bu kararını ailesine bildirmelidir.
HER BAĞIŞ YENİ BİR HAYAT !