“Dünyada her 8 kadından biri meme kanserine yakalanabilir”
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Prof. Dr. Akın Yücel, “İstatistikler, dünyada her sekiz kadından birinin hayatının belirli bir döneminde meme kanserine yakalanacağını gösteriyor” dedi.
Kylie Minogue, Christina Applegate, Rita Wilson, Wanda Sykes gibi ünlü isimlerin de hayatlarının bir döneminde meme kanserine yakalandıklarını belirten Prof. Dr. Akın Yücel, “Amerikan Kanser Derneği’nin verilerine göre dünyada her yıl 1,3 milyon kadında meme kanseri görülüyor ve her yıl 465 bin kadın bu nedenle hayatını kaybediyor” dedi. Medyanın meme kanseri konusunda vatandaşları bilgilendirdiğini ve bu nedenle hastaların hastalık süreçlerini cesurca paylaştığını ifade eden Prof. Dr. Yücel, “Medyanın meme kanseri tedavisinin gelişim sürecinde yönlendirici etkisi olmuştur. Angelina Jolie’nin yüksek kanser riski taşıdığı için memelerini aldırması ile konu bir kere daha medyada yankılandı ve koruyucu mastektomi ameliyatları hızla arttı. Buna uygun plastik cerrahi teknikleri geliştirilerek estetik açıdan başarılı onarımlar yapılmaya başlandı” diye konuştu.
“MEME KAYBI ESTETİK BİR SORUN DEĞİL”
Vücut bütünlüğünün kaybedilen bu uzvun yerine konmasıyla sağlanacağını anlatan Prof. Dr. Yücel, “Modern tıbbın amacı sadece hastalıktan kurtarmak değil, yaşam kalitesini de artırmaktır. Meme kanseri hastalarının duygusal ve sosyal açıdan da iyi olabilmeleri için meme onarımları bir zorunluluktur. Meme kanseri hastaları onarım seçenekleri konusunda bilgilendirilmelidirler” dedi.
“EŞ ZAMANLI ONARIM BÜTÜNLÜĞÜ KORUYOR”
Memesi alınan kadınlarda görülen ruhsal, sosyal ve fiziksel sorunlara dikkat çeken Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burcu Çelet Özden ise, “Memesi alınarak vücut bütünlüğü bozulan kadınların sürekli yaşadığı travmayı hatırlaması, vücut algısını bozmakta ve toplumda kabul edilmeyeceğini düşünmesine neden olmaktadır. Kansere bağlı olarak memesi alınan hastaların tedavi sürecini iyileştiren en önemli etmen kadınların ameliyat sonrası vücut bütünlüğünü tekrar kazanmasıdır. Bu konuda yapılan araştırmalar, tedavi sonrası eşzamanlı implant ile onarım yapılan hastaların psikolojilerinde belirgin iyileşme sağlandığını göstermektedir. Eşzamanlı onarımla beden bütünlüğünün korunması, hastanın kendi bedenine yabancılaşmasını engellemekte ve bu hastalar, kendine bakım ve kontrol muayenelerini aksatmama konusunda daha büyük bir özen göstermektedirler” dedi.