Hasta okulu Diyabet (şeker hastalığı) eğitimi
Hastanemizde 13/02/2019 tarihinde saat 12.30 -13.30 Saatleri Arasında Pratisyen Dr. Yusuf Güvenç SERT tarafından Diyabet (şeker hastalığına) karşı eğitim verilecektir. Tüm halkımız davetlidir. Yer:Hastane Konferans salonu
Diyabet Nedir?(Şeker Hastalığı)
Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi).
Yediğimiz besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin çoğu vücutta enerji için kullanılmak üzere glukoza dönüştürülür. Midenin arka yüzeyinde yerleşik bir organ olan pankreas, kaslarımızın ve diğer dokuların kandan glukozu alıp enerji olarak kullanmalarını sağlayan "insülin" adı verilen bir hormon üretir. Besinlerle kana geçen glukoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer. Hücreler glukozu yakıt olarak kullanır . Eğer glukoz miktarı vücudun yakıt ihtiyacından fazla ise karaçiğerde (şeker deposu=glikojen), yağ dokusunda depolanır.
Diyabeti olmayan bir birey kan şekeri düzeyi açlık halinde 120 mg/dl, tokluk halinde (yemeğe başladıktan iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz. Açlıkta veya toklukta ölçülen kan şekeri düzeyinin bu değerlerin üstünde olması diyabetin varlığını gösterir.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir.
OGTT’de glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonraki kan şekeri değeri önemlidir. İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksek ise diyabet tanısı konulur.
Şeker hastalarına genel öneriler ve ipuçları
Özel diyabetik ürünler ve size özel yemeklere ihtiyacınız yoktur.
Aileniz için pişirilen, “sağlıklı” her besin sizin için de uygundur.
Her gün her besin grubundan yemelisiniz.
Kompleks karbonhidratları tercih edin ve lif alımını artırın.
Daha fazla nişastasız sebze (brokoli, ıspanak), meyve ve bakliyat tüketin.
Çilek düşük kalorili, liften ve sudan zengin iyi bir meyve seçeneğidir.
Tahılların en az işlenmiş olanlarını tercih edin.
Yulaf kan şekerinin hızla yükselmesini önleyip kan şekerini düzenler ve kilo vermeye yardımcı olur.
Patates ve işlenmiş tahıllardan kaçının (beyaz ekmek, beyaz makarna, vs.).
Tatlılardan kaçının.
Yağ, şeker ve tuzu mümkün olduğunca az kullanın.
Bir çay kaşığından (2300 mg sodyum) fazla tüketmeyin (hipertansiyon olmasa bile). Sodyum (tuz) böbreklerde glukoz geri emiliminde rol oynar.
Sağlıklı et tercih edin (balık, yağsız kırmızı et, tavuk eti).
Sağlıklı yağlar tercih edin; zeytin yağı, kabuklu yemişler (badem, ceviz, vs.). Hazır, paketlenmiş gıdada bulunan trans yağları tüketmeyin.
İlk gıda alımını takiben belli bir süre sonra beyindeki tokluk merkezi uyarılacağı için ne kadar yavaş yemek yenilirse o kadar az kalori alımı ile bu süreye ulaşılmış olur.
Tokluk hissedince yemeye devam etmeyin.
Sabredin. Belli gıdalara olan düşkünlük zamanla kaybolabilir ve tercihler değişebilir. Yeme alışkanlığınız iyi yönde değiştikçe zamanla eskiden çok sevdiğiniz gıdalar çok tatlı ve ağır gelmeye başlayacak ve gıda tercihiniz kendiliğinden sağlıklı yöne kayacaktır.
Diyabet şekerin sıfırlanması demek değildir. Çok ufak miktarda ve seyrek olarak tatlı tüketilebilir. Bu durumda aynı öğündeki karbonhidrat içeren gıdalar (ekmek, makarna, pilav vb) kısıtlanmalıdır. Yavaş ve tadına vararak yerseniz az miktarda yiyerek tatlı isteğinizi de gidermiş olursunuz. Tek başına değil öğünle beraber alınması tatlının yol açacağı ani ve aşırı kan şekeri yükselmesini önleyecek hem de tok olduğunuz için az bir miktar bile yeterli olacaktır.