Kist Hidatik ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'ne Karşı Halkımız Dikkatli Olmalıdır.
Kistik Ekinokokkoz (Kist Hidatik)
Kist hidatik, köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanların ince bağırsaklarında yaşayan parazitin larvalarının sebep olduğu zoonotik bir hastalıktır.
Parazit yumurtalarının ağız ve solunum yoluyla alınmasından sonra insanların karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi iç organlarında kistler oluşturarak ölüme yol açabilen kist hidatik ülkemizde hayvanlarda çok yaygındır.
Hastalık insanlara paraziti taşıyan köpek, kedi, çakal, tilki, kurt gibi hayvanların dışkısı ile etrafa yayılan parazitin yumurtaları ile kirlenmiş çiğ tüketilen meyve ve sebzelerin yenmesi, suların içilmesi, rüzgar ile uçuşan yumurtaların solunum yoluyla alınması ve paraziti taşıyan köpekler sevildikten sonra ellerin iyice yıkanmaması yoluyla bulaşır.
Kist hidatik hastalığından korunmak için;
- Köpek ve kedilere çiğ gıdalar ile kistli iç organlar kesinlikle yedirilmemelidir.
- Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
- Sahipli köpek ve kediler, muhakkak parazit yönünden tedavi ettirilmeli ve sahiplerince gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde mümkünse dışkı uygun bir şekilde toplanıp bertaraf edilmelidir. Köpekler, çocukların oyun oynadıkları oyun bahçesi, park, okul bahçesi gibi yerlerde dolaştırılmamalıdır.
- Belediyeler tarafından sahipsiz köpeklerin müdahaleleri yapılmalıdır.
- Köpekler parazit yumurtaları burunlarına ve tüylerine bulaştırabilirler. Parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sırasında parazit yumurtaları ellere bulaşabilir. Bu şekilde kirlenen ellerin yıkanmadan ağıza götürülmesi ile parazitin yumurtası alınır. Bu nedenle, özellikle çocukların sokak köpekleri ile oynamalarına izin verilmemeli, temas halinde ellerin bol su ve sabunla yıkanması sağlanmalıdır.
- Sağlıksız koşullarda yapılan hayvan kesimi, hastalığın yayılmasında köpeklerden çok daha fazla etkilidir. Bu nedenle hayvan kesimleri, mezbahalarda ve veteriner hekim kontrolünde yapılmalıdır. Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir. Kurban kesimi için belediyelerce tahsis edilen özel kesim yerleri kullanılmalı ve kesimler veteriner hekim gözetiminde yapılmalıdır. Kurban Bayramında kesilen koyunların kistli organları köpeklere yedirilmemeli, yakarak imha edilmeli ya da derin bir çukura gömülmelidir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı kene ile bulaşan tehlikeli bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık ülkemizde ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir.Kişisel korunma önlemleri, hastalığın kontrolü için oldukça önemlidir.
UYARI VE ÖNLEMLER
- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara giderken vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalıdır. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
- Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığı kontrol edilmelidir.
- Kene üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek; vücut içeriğini kişiye aktarmasına sebep olacağı için kesinlikle yapılmamalıdır.
- Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
- Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
- Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
- Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske, vb.) almalıdır.
- Kene tutunan kişiler, 10 günlük süre içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler görülmesi halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.