Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı (KOAH):Belirtileri, tanısı ve tedavisi
KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] |
KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. |
Bu hastalık özellikle sigara dumanı ve diğer zararlı gaz ve parçacıklara bağlı olarak gelişen havayollarının mikrobik olmayan iltihabı sonucu oluşur. Bu iltihap, akciğerdeki küçük hava odacıklarının harabiyeti (amfizem) sonucu hava yollarının daralmasıyla 40 yaş ve üzerinde ortaya çıkar. Hava yollarında daralma ve akciğerin en küçük birimi olan hava kesecikleri (alveol)’ ndeki harabiyet giderek artar. Normalde balon gibi esnek olan genişleyip-daralabilen havayolları bu özelliğini yitirir. Genişlemiş hava keseciklerine giren havanın çıkması zorlaşır, daha da şişmeye başlar. Hava keseciklerindeki bu değişiklikler anormaldir ve kalıcı olur. Bu bulgular “Amfizem’’ olarak adlandırılır. |
|
KOAH’ta ayrıca küçük havayolları mikrobik olmayan iltihap nedeniyle
şişer, balgam üreten bezlerin aşırı çalışması sonucu balgam miktarında
artış olur. Daralan havayollarından havanın geçişi güçleşir. Bu bulgular
ise “Kronik bronşit’’ olarak tanımlanmıştır. KOAH tanımı içinde “Kronik Bronşit” ve “Amfizem” birlikte yer alır. Sonuç olarak nefes darlığı ve/veya kronik öksürük ve balgam çıkarma gibi şikayetlere neden olur. Hastalığın ilk aşamalarında ortaya çıkan öksürük yakınması aslında hastalığın ilk belirtisi olmasına rağmen genellikle bu şikayet “sigara içimine” bağlanır ve hasta daha geç doktora başvurur. Hastalık bu ilk aşamada saptanabilirse, hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. |
KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2.9 milyon ölüme neden olmaktadır. Günümüzde tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5.5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen 3. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin de %61.5’i KOAH nedeniyledir. |
Hastalığa Neden Olan Faktörler Nelerdir ?KOAH gelişimi için aktif sigara içimi zorunlu bir risk faktörü olmakla birlikte, diğer bazı çevresel ve genetik faktörlerin de hastalık gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir. Sigara İçimi: Hastalığın en önemli nedenidir. Ülkemizde erişkinlerin
yaklaşık yarısı sigara içmektedir. Sigaraya başlama yaşı, dumanın
yoğunluğu, günlük ve toplam içilen miktar hastalığın gelişimini
etkilemektedir. Anne ve babası sigara içen çocuklarda solunum sistemi
hastalıklarına ve kronik bronşite daha fazla rastlanır. Otuz yaşından
sonra akciğer kapasitesi her yıl azalmaya başlar. Sigara içenlerde bu
oran çok daha fazladır; ancak sigaranın bırakılması ile akciğer
kapasitesindeki bu azalma yavaşlamaktadır. KOAH gelişiminden % 80-90
oranında sigara içiminin sorumlu olduğu, sigara içmeyenlere göre KOAH
gelişme riskinin 9.7-30 kat arttığı, KOAH nedeniyle gerçekleşen
ölümlerin erkeklerde % 85’inden, kadınlarda ise % 69 undan sigara
içiminin sorumlu olduğu bildirilmiştir. İçilen sigara miktarı ile
akciğer fonksiyonlarındaki kayıp arasında güçlü bir ilişki
bulunmaktadır. |
|
KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam
çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu
nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede
azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek
istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla
evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan
fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın
ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. KOAH’lı hastaların
%75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir. Hastalık ilerledikçe
bu oran daha da yükselmektedir. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı
olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem
KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle
ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle,
hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde
‘fiziksel aktivitenin arttırılması’ gerekmektedir. Sizde KOAH var mı? Test Edin ! 1. Haftanın çoğu günü sık sık öksürüyor musunuz ? 2. Haftanın çoğu günü balgam çıkarıyor musunuz ? 3. Yaşıtlarınıza göre nefesiniz daha kolay mı daralıyor ? 4. Yaşınız 40’ın üzerinde mi ? 5. Halen sigara içiyor musunuz ya da eskiden içer miydiniz ? KOAH'ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabilmektedir. KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ”nefes ölçüm testini” yaptırması gerekir. Nasıl tedavi edilir ? KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir. Hastalık nasıl bir seyir gösterir ? Sigara içiciler arasında, KOAH gelişimi yönünden bazı farklılıklar olabilmektedir. 35 yaşından sonra akciğer fonksiyonlarında her yıl belli oranda kayıp olmaya başlar. Ancak bu kayıp sigara içenlerde içmeyenlerden çok daha fazladır. Buna göre, sigara içmeyen bir kişide akciğer fonksiyonlarındaki kısıtlanma kişiler ancak 120 yaşına geldiklerinde ortaya çıkarken sigara içenlerde akciğerlerdeki kayıp 2-3 kat daha fazla olduğu için hastalık oluşması ve şikayetlerin ortaya çıkması 50’li yaşları bulur. Sigara içicilerin 40-50’li yaşlarda sigarayı bırakmaları durumunda, akciğer fonksiyonlarındaki kayıp kısmen düzelmektedir. KOAH’da nefes ölçümü ile şiddetli bozulmanın gelişmesi, akciğer fonksiyonlarının uzun yıllar içinde hızlanmış azalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Eğer KOAH hastalığının tanısı konup, tedavi başlanmaz ise zamanla nefes darlığı nedeni ile kişi günlük yaşam aktivitelerini yapamayacak hale gelirler. Bu durumda hastanın hareket kabiliyeti iyice azalır, yaşamlarını devam ettirebilmek için yakınlarına veya başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar. Ağır ve çok ağır KOAH’lı olgularda kan oksijen düzeyi iyice azaldığından bu olguların özelikle geceleri, uyku ve efor sırasında en az 15-18 saat süre ile oksijen almaları gerekmektedir. |
Hastaliğin izlemi nasıl yapılır. ? KOAH tanısı alan hasta, hastalığının evresine göre izlenir. KOAH’ta risk faktörlerine maruziyeti, hastanın mevcut hastalık durumunu, hastalığın günlük yaşa¬ma etkilerini, prognoza etkili faktörleri, hastalığın ilerlemesini, komplikasyonları, günlük fiziksel akti¬vite düzeyini, aşı uygulamalarını, tedavi etkinliğini, tedavinin yan etkilerini düzenli olarak izlemek gerekir. Sigara ve diğer risk faktörlerine maruziyet sorgulan¬malı, risk faktörlerine maruziyetin önlenmesi için gerekli öneri ve girişimler yapılmalıdır. Mevcut tedavinin şikayetleri kontrol düzeyi, ilaç yan etkileri, hastanın tedaviye uyumu ve tekniği her kontrolde değerlendirilir. Bunlara ek olarak, hastanın, hastalıkla ilgili algısı ve inanışları, aile ve sosyal desteği, nitelikli sağlık hizmetine ulaşımında yaşadığı sorunlar izlenmeli¬dir. İzlem sıklığı konusunda ise çoğunlukla kesin bir öneri yapılmamakta, koşullara göre, bireysel olarak hastanın durumu, hastalık ağrılığına göre sıklığın belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. |
Kaynak: toraks.org.tr |