Prostat Kanseri Farkındalık Günü
Üroloji Uzmanı Dr. İrfan Yıldırım Şentürk, Prostat Kanseri Farkındalık Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Prostat kanserinin ciddi bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Dr. Şentürk, ortalama tanı yaşının 69 olduğunu belirtti.
Prostatın yapısını ve işlevini detaylandıran Op. Dr. Şentürk, şunları kaydetti: “Prostat, alt üriner sistemde mesanenin altında, idrar yolunun etrafında yerleşimli bir bezdir. Prostat sadece erkeklerde bulunur ve semendeki sıvıların bir bölümünü üretir. Sağlıklı bir prostat yaklaşık bir ceviz büyüklüğünde ve 15-25 ml hacmindedir. Erkekler yaşlandıkça prostat bezi yavaşça büyümektedir. Prostat kanseri, prostat bezinin kötü huylu bir tümörüdür. Prostat kanserinin çeşitli evreleri vardır. Prostat kanseri genellikle yavaş gelişir ve belirgin şikayete yol açmaz. Hızlı ilerleyen prostat kanseri nadirdir. Prostat kanseri gelişme riski yaşla birlikte artmaktadır. Prostat kanseri 40 yaş altında oldukça nadirdir ve çoğunlukla 65 üstü erkeklerde gelişmektedir. Prostat kanserinin ortalama tanı yaşı 69’dur. Tanı araçlarındaki gelişmeler ve beklenen yaşam süresinin artması tanı konulan prostat kanseri sayısını artırmaktadır. Prostat kanseri, Avrupa’da yaşlı erkeklerde en sık görülen kanserdir. Prostat kanserli hastalarda beklenen yaşam süresi göreceli olarak uzundur ve bu süre artmaya da devam etmektedir” dedi.
Prostat hastalıklarının teşhisinde kullanılan yöntemlere de değinen Op. Dr. Şentürk, sözlerine şöyle tamamladı;
“Prostat hastalıklarını teşhis etmek için kullanılan en sık yöntemlerden biri, prostat-spesifik antijen (PSA) seviyesini kontrol etmek için yapılan kan testidir. Eğer PSA seviyesi çok yüksekse, bu prostattaki hücrelerin alışılmadık biçimde davrandığını destekler. Bu durum tümör nedenli olabileceği gibi aynı zamanda enfeksiyon veya prostatın iyi huylu büyümelerinde de olabilir. Bazı durumlarda doktorunuz bunların ayrımını yapmak için sizden manyetik rezonans görüntüleme (MR) isteyebilir. Bu yöntemlerden hiçbiri prostat kanseri olup olmadığınızın cevabını kesin olarak veremez. Risk yüksek ise, size prostat biyopsisi gerekebilir. Bu test tümörünüzün olup olmadığını teyit etmek için yapılır. Biyopsi sırasında 8-12 arasında prostat doku örneği alınır. Biyopsi güvenilir bir tanı aracı olmasına rağmen, prostattaki tümörü saptayamama/gözden kaçırma ihtimali vardır.”